Omurga ve omurilik tümörleri, iyi huylu (kanserli olmayan) veya kötü huylu (kanserli) şekillerde olabilir. Birincil tümörler omurgada veya omurilikte doğrudan ortaya çıkarken, metastatik veya ikincil tümörler ise kanserin başka bir bölgeden omurgaya yayılması sonucu oluşurlar.
Omurga tümörleri iki temel şekilde sınıflandırılır:
İntradural-ekstramedüller tümörler, tümörün omurilik zarının (dura) içinde, ancak omurilik dışında bulunduğu tümörlerdir. Bu tür tümörler arasında meningiomlar, schwannomlar, nörofibromlar ve filum terminale ependimomları yer alır. Meningiomlar ve sinir kökü tümörleri (schwannomlar) genellikle iyi huyludur. Ancak nörofibromlar zaman içinde kötü huylu hale dönüşebilir. Omuriliğin sonundaki ependimomlar büyük boyutlarda olabilir ve cerrahi çıkarılmaları zor olabilir.
İntramedüller tümörler ise omuriliğin içinde bulunan tümörlerdir. Genellikle omuriliğin içinde bulunan glia hücrelerinden veya ependimal hücrelerden türemişlerdir. Astrositomlar ve ependimomlar en yaygın görülen türleridir. Astrositomlar genellikle servikal ve torasik bölgelerde görülürken, ependimomlar sıklıkla servikal bölgede bulunur. Nadir görülen intramedüller lipomlar ise genellikle servikotorasik omurilikte bulunurlar ve cerrahileri zor olabilir.
Ekstradural tümörler, omuriliği çevreleyen dura zarının dışında bulunur. Bu alanda sıkça görülen lezyonlar genellikle başka bir kanserin omurga bölgesine yayılması sonucu oluşan metastatik lezyonlardır. Kanser hastalarının yaklaşık %30’unda kanserin omurgaya yayılma riski bulunmaktadır. En yaygın birincil omurga tümörü vertebral hemanjiyomlardır ve genellikle ağrı gibi semptomlara neden olmazlar. Akciğer, meme ve prostat kanserleri gibi kanserler omurgaya metastaz yapabilen türler arasındadır.
Omurga ve omurilik tümörlerinin tedavisinde izlem, cerrahi tedavi, radyoterapi ve kemoterapi gibi yöntemler kullanılır. Cerrahi öncesi iğne biyopsisi veya açık biyopsi gerekebilir. Cerrahi tedavide tümör dokusu tamamen veya kısmen çıkarılabilir. Bu karar, tümörün tipi, yayılma durumu, huylu veya kötü huylu olma, kemo-radyoterapiye tepki gösterme potansiyeli, nörolojik risk ve beklenen yaşam süresi gibi faktörler dikkate alınarak hastayla birlikte doktor tarafından verilir. Cerrahi müdahale sonrasında omurganın stabilitesini sağlamak için metal implantlar kullanılabilir. İyi huylu ve küçük lezyonlar düzenli aralıklarla manyetik rezonans görüntüleme (MR) ile izlenir. Ayrıca bazı iyi huylu lezyonların tümörün çıkarılmasını takiben oluşan boşluğa kemik çimentosu enjekte edilerek tedavi edilebildiği durumlar da vardır. Cerrahi sonrası dönemde fizik tedavi ve rehabilitasyon gerekebilir.